Etiket arşivi: anadolu yakası etkinlik

Sakladık! Bulabilecek misin?

Sakladık oynamaya var mısın? Detaylara dikkat eder misin?

Tıkır tıkır strateji kurabilir misin? Pekiiii hızlı mısın? 

Geocaching oyununu ilk kendisinden duyduğum outdoor oyuncubaşı Özgehan yine ilginç ve acaip bir etkinlik düzenliyor. Yazılımcıbaşı Koray‘la bir araya gelmişler ve ikisi yeni bir oyun türetmişler; SAKLADIK. Adından da anlaşılacağı gibi onlar saklıyor, meraklısı buluyor.

sakladikSakladık nedir?

‘Scavanger hunt’ yani define avı diyebileceğimiz bir oyun Sakladık. Mantık basit, Sakladık ekibi belirtikleri bölgede bir ‘sakladık rozeti’ saklıyorlar. Yer ve saatlerini sosyal medya hesaplarından takip edebileceğiniz oyuna, elinizde internete bağlı (tercihen şarjı full) mobil aletinizle ücretsiz olarak katılabiliyorsunuz. Oyunun amacı ipuçlarını takip ederek rozete diğer ekiplerden önce ulaşmak. Rozet, sembolik bir hazine. Rozeti bulduğunuzda arkasındaki şifreyi paylaşıyor ve esas hediyeye hak kazanıyorsunuz. Hediyeler o günkü oyunun sponsoruna göre değişiyor.

Sakladık nasıl oynanıyor?

İnternete bağlantınız varsa, ekibiniz de varsa (2-3 kişilik ekiple daha zevkli!) katılmamanız için bir sebep yok. Oyunlar şu an ağırlıklı olarak Beyoğlu ve Kadıköy civarında oynanıyor ama bu sadece şimdilik böyle. Şehir, semt kısıtlaması yok. Instagram’dan verilen ipucuyla başlıyor, her bulduğunuz ipucunu yine Instagram üzerinden paylaşıyor ve yenisini alıyorsunuz. Sonuçta dikkatli ve hızlı olan, stratejiyi doğru kuran ekip kazanıyor. Oyun yaklaşık 1 saat sürüyor. Tabii ki süre katılımcıların hızına göre şekilleniyor.

Sakladık için sponsorluk

Sakladık oyununu girişiminizi ya da ürününüzü/markanızı tanıtmak için de kullanabilirsiniz. Oyunculara oyun içinde verilen sorular ve ipuçları, ulaşacakları hediye ile ilgili oluyor. Markanın oyun öncesinde, esnasında ve sonrasında sosyal medyada bolca paylaşılmasının yanı sıra, katılımcılar da oyun esnasında birebir marka ile ilgili bilgilendirilmiş oluyorlar. iletisim@sakladik.com ‘dan daha ayrıntılı bilgi alınabilir.

Sakladık katılım

Sakladık’a katılmak için Instagram takibi şart, sonuçta tüm olay orada dönüyor. Sosyal medya adresleri şöyle;

sakladık logo

 

SAKLADIK Web Sitesi
SAKLADIK Facebook 
SAKLADIK Instagram 

iletisim@sakladik.com

 

 

Disney’den yeni prenses Prenses Moana

prenses moana
prenses moana

Prenses Moana

Okyanus onu çağırıyor!* Kahramanımızın adı Moana Waialiki. O bir deniz gezgini. Macerasına mitolojik kahramanların da yön vereceği Prenses Moana, diğer Disney prenseslerinden oldukça farklı!

prenses-moanaPrenses Moana filmin konusu

Onun kabarık elbiseleri, ışıltılı takıları, topuklu ayakkabıları, tacı yok. O okyanusa tutkun bir maceraperest, ismi Moana. Kılık kıyafeti kadar karakteri de alışılagelmiş ‘prenses’ imajından uzak olan kahramanımız için Disney bile logosunun rengini değiştirerek mavi olarak kullanmış desem?

Filmin zamanımızın 2bin yıl öncesinde geçiyor. Bundan 3ooo yıl önce Okyanusya’da (Güney Pasifik adaları, Fransız Polinezyası) bir adanın keşfi için sefere çıkan meşhur denizcilerin başına beklenmedik bir olay gelir. Moana‘nın ruhu onlara yardım için devreye girer; denizciler, Moana ve mitolojik Tanrılar için masalsı yaratıklarla dolu bir macera başlar… Yolculuğunda onu hiç yalnız bırakmayan biri vardır, yarı-tanrı kahramanı efsanevi Maui.

3d olarak hazırlanan animasyonun, her Disney klasiğinde olduğu gibi müzikleriyle de öne çıkması bekleniyor. Zaten müzikleri arkasındaki isim olan Lin-Manuel Miranda, hali hazırda sayısız ödülün sahibi bir müzisyen, kompazitör, şarkıcı, besteci ve söz yazarı..

Küçük Deniz Kızı,  Aladdin gibi bir çok filmden tanıdığımız John Musker ve Ron Clements’in yönetmeni olduğu animasyonun, Türkiye’de Ocak 2017’de  vizyona girmesini bekliyor.

*tagline : Ocean is calling

 

 

 

Music Together İstanbul

MT_FB_Profile_Circle_TEALMusic Together’ı ilk kez, şu an yurt dışında yaşayan bir arkadaşımdan duymuştum. Bu çok eğlenceli erken müzik eğitimi programının İstanbul’da da 40 ülkeyle eş zamanlı başlayan grupları olduğunu duyunca heyecanlandım!

Music Together İstanbul

1-5 yaş arası çocuklar ve ebeveynleri için Amerika’da tasarlanan bir program Music Together programı. 30 senedir var olan program, kendi tanımlamalarıyla; “Klasik, jazz, blues, country, salsa ve farklı kıtaların geleneksel müzikleri ile repertuarı en çeşitli ve en eğlenceli erken yaş müzik eğitimi programı”  Haftalık buluşmalar ve 45 dakikalık seanslarla ilerleyen eğitim, toplamda 10 hafta sürüyor.

Music Together İstanbul By Kidz Harmony
Music Together İstanbul By Kidz Harmony

Music Together by Kidz Harmony

Dünyada 2.500 noktada varolan program, eş zamanlı olarak Istanbul’da da lisanslı eğitmenlerle bizlerle buluşuyor. KidzHarmony kurucusu Simge Uğurlu Sönmezışık, bu yıl İstanbul’da 4 farklı noktada gruplar açtıklarını ve ilgiden çok memnun olduklarını söyledi. Music Together İstanbul ayaklarından bazıları; Beykoz /Göksu Evleri, Ulus / Akadlar bölgesi, Göktürk / Kemerburgaz bölgesi ve Yeşilyurt / Florya bölgesi gibi, şehrin 2 yakasında da yakalabileceğiniz dersler mevcut. Her bir noktadaki eğitim, o bölgedeki en seçkin ve deneyimli, müzik/sanat odaklı ve çocuk dostu mekanda yapılıyor. Mekan detaylarını en güncel olarak Kidz Harmony’nin Facebook sayfasından takip edebilirsiniz. 

Neden erken yaş müzik eğitimi?

Çocuklarımız ilk enstrümanları olan ses ve vücutlarını kullanmayı, ebeveynleri ile gerçekleştirecekleri ritim çalışmaları, çok sesli vokal ve melodi tekrarları ile eğlenerek öğreniyorlar!

Koreografiye uygun şekilde dans edip şarkı söyleyen ebeveynlerini derslerde örnek alan bebek ve çocuklar, her geçen gün şarkılara daha ritmik ve daha doğru tonda eşlik ediyor, eğitimin sonunda enstrüman çalmaya dansa ve baleye hazır hale geliyorlar.

Simge UĞURLU SÖNMEZIŞIK kimdir?

Music Together İstanbul by Kidz Harmony kurucusu Simge Uğurlu Sönmezışık
Music Together İstanbul by Kidz Harmony kurucusu Simge Uğurlu Sönmezışık

“Ben beyaz yakalı hayattan girişimci bir anne olmaya geçeli 1,5 sene gibi bir süre oldu.
Music Together’ın çocuklarındaki faydalarını gözlemleyerek kendi programımın yöneticisi olmaya karar verdim ve Türkiye’deki bölgesel ihtiyaçları saptayıp, Music Together’ı yayabilmek adına yurdışında program eğitimini ve lisansını almaya gittim. Ufak kızımı 6! aylık Türkiye’de bırakmam gerekse de bu eğitimi çok istiyordum.
Çok yoğun ama verimli bir eğitimin ardından gece geç saatlere kadar hazırlanan başarılı sunumlar ve olumlu sınav sonuçları sayesinde Music Together by KidzHarmony; Beykoz, Göktürk, Kemerburgaz, Yeşilyurt, Ulus, Akadlar lisanslarını alabildim. Geçen dönem Beykoz’da ilk sezonumu tamamladım.

İlkokuldan itibaren TRT çocuk korosu ve Avrupa korosu gibi yurtiçi ve yurtdışı çok sesli klasik müzik korolarıyla konserler verdim. Öncesinde konservatuarda 5 sene piyano öğrenimi gördüm, Şişli Terakki Lisesi Müzik okulundan mezun oldum. Piyano, keman, solfej ve müzikal derslerini Türkiye’de Önder Bali, rahmetli Cenan Akın gibi ün salmış çok değerli öğretmenlerden aldım.7 sene yurtdışında yaşadıktan sonra 6 sene önce Türkiye’ye dönüş yaptım. Londra, Madrid, Maskat, Dubai de çalıştım. Evliyim ve iki kız çocuğu annesiyim. İkinci bebeğime hamileliğim boyunca bir anaokulunda İngilizce Müzik eğitimi verdim.”

Music Together İstanbul by Kidz Harmony iletişim:

FACEBOOK  INSTAGRAM

 

 

Evde yapabileceğiniz 5 eğitici Lego oyunu

Bu blogdaki kaçıncı LEGO yazısı, inanın ben de bilmiyorum. Gerek koleksiyoner olarak, gerek anne olarak Lego o kadar hayatımızın içinde ki, paylaşımlar kaçınılmaz oluyor. Ancak bu seferki biraz farklı, size geçen hafta Lego Education‘ın Türkiye ortağı Teknokta daveti ile katıldığım workshop’tan bahsedeceğim

Eğitici Lego Oyunları

Lego tuğlalarının oyuncaktan daha fazlası olduğu yadsınamaz. Eğitim öncesinde uzunca sohbet imkanı bulduğum Brent Hutcheson, yıllardır eğitimcilerle, öğretmenlerle, çocuklarla çalışıyormuş. Kendisi meslek olarak teknoloji öğretmenliği yapmış daha önce ve uzun yıllardır da Lego parçaları ile eğitimler veriyormuş. Workshop’umuzda özellikle ilkokul öncesi çocukların ilgisini çekebilecek , yaratıcılıklarını geliştirebilecek farklı bakış açıları üzerinde duruldu.

Lego’lar farklıdır çünkü;

Çocuk elinde tuttuğunda bir yanı girintili, diğer yanı çıkıntılı, köşeli, sivri, yuvarlak köşeli, çeşitli parçaları elinde yoklar; her biri farklı boydaki ve renkteki parçalar ellerini, gözlerini ve dolayısıyla beynini fazlasıyla meşgul eder.

Tuğlalar atılıp tutulduğunda yakalamak için tüm parmakların çalışması gerekir, çünkü örneğin bir top gibi yuvarlak değildirler ve  bu da yine sağ ve sol beyin için ekstra çalışma ister. 

Renkler, şekiller, sağ-sol, üst-alt, içinde-dışında, sayılar, artı-eksi işlemlerini öğretmede etkilidir. 

Hafıza işlemlerine olanak tanır. Hafıza öğrenme sürecindeki en önemli faktördür.

Farklı açılarda düşünmeye sevk eden, yaratıcılığı destekleyen bir oyuncaktır.

Lego çocuğun görüş açısını, perspektifini de geliştirmesini sağlar. Yani çocuk tam olarak  önünde duranla oynamaz, sürekli fiziksel olarak hareket halindedir ve el-göz koordisyonu çalışır durumdadır.

“6 duplo tuğlası bir insanın öngörülen perspektif ölçüsüdür, ki dikkat ederseniz bu tam da bir A4 boyutuna eş değerdir. İşte, oyununu bu A4 boyutunun ötesine genişletebilen çocuğun vizyonu gelişir, yaratıcılığı pekişir. Siz de hala önünüze bir defter verildiğinde yan çevirip yazı imzalayanlardansanız, defteri kendi perspektifinize sokmaya çalışanlardansınız!”

 

Evde yapabileceğiniz 5 eğitici Lego Oyunu

lego-duploBasit gibi duran ama kaba motor becerilerini ve bedensel koordinasyonu geliştiren eğlenceli oyunlara örnekler;

1- Lego tuğlalarından (örneğin 6 farklı renkli tuğladan) bir şekil oluşturun. Çocuk yaptığınız şekle 3-5 saniye baksın ve sonra kendi önünde dağınık duran aynı renkteki tuğlalarla yapmayı denesin.

2- Farklı renteki 6 Lego tuğlasından bir şekil yapın. Çocukla sırt sırta verin. Sırayla sözel tarifle aynı şekli ona anlatarak yaptırmaya çalışın. Sonra da o size tarif etsin, siz onun gelişigüzel yaptığı modeli tekrarlamaya çalışın

3- Lego tuğlalarını masaya sıralayın ama her birinin yönü, arkası önü vb farklı olsun. Ve her birine bir fiziksel komut atayın; el çırpma, ayak vurma, kahkaha, ıslık gibi. in. Tuğlaların sırasını değiştirip tanımlı hareketleri hatırlamaya çalışın. Daha zorlaştırmak isterseniz daha hızlı ve/veya daha çok tuğla ile deneyebilirsiniz.

4- 2-3 Lego duplo parçasına ihtiyacınız olacak (2 sıralı standart Legolardan 4 uzunluklu 6 tanesini birleştirerek de duploya yaklaşık boyutlarda tuğla elde edersiniz) Çocukla karşılıklı durun (onun göz hizasına inin) Önce sağ elinizle bir tuğlayı atın, sağ eliyle yakalasın. Sonra sol elden sol ele, sonra soldan sağa, sağdan sola, hatta çapraz atıp çapraz tutma gibi her türlü kombinasyonla yakalama oyunu oynayabilirsiniz. 

5- Lego tuğlalarından örüntü oluşturabilir, ‘Şimdi ne gelecek?’ sorusunu yöneltebilirsiniz. Renkler ve tuğla boyu çeşitliliği arttıkça, problem zorlaşacaktır.

Bunlar gibi pek çok oyunu kendiniz de üretebilirsiniz!  Harfler, sayılar, kuleler inşa edebilir, çok az parça ile hayvanlar yapmayı deneyebilirsiniz. Bulduklarınızı yorum olarak siz de yazın, paylaşayım! “Yeni başlayanlar için Lego” başlıklı yazıma buradan ulaşabilirsiniz. 

Instagram’da #ipekslegos olarak yaptığım paylaşımlardan Brent’in en beğendiği, Bulut’un adamı oldu:

 Bulut’un adamı  meğerse Lego Education’ın en sevdiği oyunların başında geliyormuş; Create a Face!

lego-egitim

Uludag Teleferik

teleferik-uludag

Bilenler bilir, çocukluğumuzun meşhuur emektar kırmızı teleferiği gitti, yerine modern ve hızlı yeni bir sistem geldi. Bursa’nın yeni teleferiği şu an “dünyanın en uzun teleferiği” konumunda ve Uludağ Teleferik seferleri hakkında merak ettikleriniz burada.

Teleferik’le Uludağ

Bursa’da bir süredir teleferik seferleri yapılamıyor, bilmeden gidenler geri dönmek zorunda kalıyorlardı çünkü 2012’den beri süren yeni teleferik inşaatı devam etmekteydi. 1963’ten beri hizmet veren 50 yıllık emektar teleferiğinin yerine geçen modern kabinler ise 1 yılı aşkın süredir hizmet veriyor.

Teleferik güvenli mi?

Aklıma ilk gelen soru bu oldu. Hem Bursa’nın hem de ülkemizin simgelerinden sayılan teleferiğin yeni halinin inşaatı 19 ay sürmüş ve yüksek teknoloji ve modern tasarım ile Bursa Teleferik AŞ tarafından tamamen yenilenmiş. Halatlı ulaşım sistemini sağlayan firma Leitner Ropeways. Bu firma 1888’den beri aktif ve ülkemizde 12 teleferikte daha imzaları var. Kabin içlerindeki telefon sistemi ile 444 6 345 direk aranabiliyor acil durumlarda. Buna ek olarak dünyada hiç bir teleferikte olmayan bir sistem üzerinde de çalışılıyormuş; görüntülü kayıt sistemi.

Kabin kapıları güvenli mi? Kabin kapıları içeriden açılmıyor, tüm sistem otomatik. Yani seyir esnasında kapı açılması, düşme vs gibi bir olasılık yok.

Teleferikte elektrik kesilirse? Jeneratörler en geç 3 dakika içinde  devreye giriyor.

Teleferik sallanıyor mu? Çok az sallanıyor. Kabin boşsa ve oradan oraya hareket ederseniz sallanır elbette ama normal seyrinde hayır, rahatsızlık verici bir sallantı yok. Zaten kabinler her türlü yağış, rüzgar, tipi koşullarına göre yapılmış. Yine de şiddetli lodosta seferler yavaşlatılıyor veya iptal ediliyor.

Teleferikle seyahat

140 adet 8’er kişilik kabin var. Kabinlerin içinde karşılıklı 2 adet bank bulunuyor. Orta kısım bebek arabası, tekerlekli sandalye vb için yeterli büyüklükte.

Hattın toplam uzunluğu 9km. 12-20 dakika sürüyor Oteller bölgesine ulaşım.

Kabinler 20 saniyede bir geliyor, siz gelen kabine biniyorsunuz. Arzu ederseniz ve kalabalık değilse, 1 kişi dahi tek kabinle gidebilir. Biz anne-baba-çocuk olarak hep tek başımıza çıktık örneğin. Az kişi ile devam etmek mümkün ama kabinlere kesinlikle 8’den fazla yolcu alınmıyor.

Bisiklet ücretli ancak kayak, board vs ile binilebilinir. Ekstra eşya ücreti yok. Piknik sepeti gibi yiyecek içecek taşıma serbest. Yanıcı madde kesinlikle yasak. Kafesi içinde hayvan taşınabiliyor.

4 adet istasyon var ; Kalkış istasyonu Teferrüç, Kadıyayla (1230m), Sarıalan (1635m) ve Oteller (1810m)

Duraklarda inebilir, gezebilir sonra tekrar devam edebilirsiniz. Yalnız biletinizi kaybetmemeniz gerekiyor. Telafisi yok! Aldığınız tek biletle tüm duraklarda in-bin yapabilirsiniz.

Tüm istasyonlarda alışveriş yapılabilecek turistik dükkanlar, cafeler, tuvaletler mevcut. Tuvaletler ücretli ve temiz, çocuklu seyahate uygun. Çay kahve fiyatları ortalamanın üstünde.

İnşaatı devam eden istasyonlarda 2.katlara çıkmak için asansör ve yürüyen merdiven henüz çalışmıyor.

Teleferik 08:00 – 20:00 saatlerinde açık.

Teleferik çocukla seyahate uygun mu?

Şahsi fikrim, evet kesinlikle uygun. Çok keyifli ve eğlenceli. Miniklerin unutamayacağı, anılarında yer edecek bir deneyim olacağı kesin.

Teleferik ücretleri ve ulaşım

Bursa’ya ve dolayısıyla teleferiğe ulaşmanın çok çeşitli alternatifleri var. BURADAN tercih yapabilirsiniz. Özel araçla gidildiğinde ise teleferiğin şehir içinde tek yolu var, Bursa Namazgah Mahallesi içinden geçerek gidilen rotaya buradan ulaşabilirsiniz.

teleferik-ücreti

 

 

Çocuk yogası

çocuk-yogası

Yoga terapi, hamile yogası, anne-bebek yogası ile ilgili bir çok ilan/etkinlik görüyorum ama “çocuk yogası” ile ilgili bir şey bulmak gerçekten güç! Benimkilere benzer sorularınız olabileceğini düşünerek yola çıktım ve ennn sevdiklerimin yer aldığı Nefess Yoga‘dan işin aslını öğrendim.

Çocuk yogası kaç yaş içindir?

Hamile yogası 3 aylık hamilelik döneminden doğuma kadar, anne bebek yogası 8 haftalıktan bebeğin emeklemeye başlamasına kadar yapılıyormuş. Çocuk yogası için 4-7 yaş uygun görülüyor. Anne ile birlikte katılacaksa çocuk, “anne – çocuk yogası” deniyor ve yaş aralığı 3-6, 3-5 oluyor.

Çocuk yogası nedir?

Çocuk yogası, çocuklara doğru nefes almayı, hayal güçlerini kullanarak hem yoga duruşlarını uygulamayı hem de var olan beden esnekliklerini korumayı öğretmeyi amaçlıyor. Çocuk yogasının, fiziksel olduğu kadar psikolojik olarak da çok faydası vardır. Özellikle bu yaş grubundaki çocuklar, enerji dolu ve daha esnek oldukları gibi hayal gücü bakımından da çok açıktırlar. Kendi alanlarında çalışırlarken, oyunlara katılırken, hem tek başlarına hareket edip hem de grup ile birlikte, birbirlerinin alanlarına saygı duyarak da hareket etmeyi öğrenirler.

Sonuç olarak “Çocuk yogası eğlence, oyun, hayal gücü ve yoganın birbiriyle bütünleştirerek, çocukların fiziksel ve psikolojik gelişimine katkıda bulunur.” deniliyor.

Komşum Nefess Yoga’ya bilgilendirme için teşekkür ediyorum! Arzu edenler ilk ders ücretsiz olarak katılabiliyorlar. Nefess Yoga Moda burnunda Starbucks’ın köşesinde olduğu sokakta. Dondurmacı Ali’yi geçtikten sonra sola yöneliyorsunuz, ilk sağa giriyorsunuz. Perşembe günleri 16-17:30 arası çocuk yogası var. Anne ile birlikte veya tek çocuk katılımı için görüşebilirsiniz. Hamile ve anne-bebek yogaları ile salı-çarşamba 11-12:00 arasında oluyor. Gitmeden önce mutlaka arayın ;)

Charlie Brown ve Snoopy’de KİM KİMDİR?

peanuts-filmi

Yarın bu saatlerde Charlie Brown ve Snoopy 3 boyutlu filmin ön gösteriminden çıkmış olacağım. Neredeyse 1 yıldır beklediğim ‘The Peanuts Movie‘ filminden önce, henüz tanışmamış olanlar için ‘Snoopy’ye giriş 101’ tadında bir kaç bilgi paylaşmak istedim.

Charles M. Schultz 1922 - 2000
Charles M. Schulz 1922 – 2000

Charles M. Schulz ve Charlie Brown

1950’lerde, tam olarak Ekim1950’de, 7 ayrı gazetede bant seri olarak başlayan Peanuts / Fıstıklar, o günden bugüne sayısız dile çevrildi. İlk çizimler siyah beyazken, bugün 3d filmini bekliyoruz. Amerika’nın gelmiş geçmiş en meşhur köpeği Snoopy ve sarı tişörtlü, komik saçlı, karamsar çizgi karakteri Charlie Brown, 17,900’e yakın çizgi bantı, kısa filmleri, özel filmleri, kitaplarıyla çoktan animasyon tarihine adını yazdırmış durumda. Öyle ki sadece baloncuklarda konuşan Snoopy ve Charlie Brown’ın isimleri, 1969’da Apollo 10’un ana gövde ve ay modülüne bile verildi.

Bu kadar basit bir çizgi, nasıl oluyor da 65 yıldır bu kadar seviliyor sorusunun cevabı -bana göre- karakterlerin gerçekliğinde yatıyor. “Snob” yani burnu havada Snoopy’yi saymazsak diğer tüm karakterlere uyan bir ya da bir kaç kişiyi tanıdığınız kimselerle bağdaştırabilirsiniz. Bu müthiş gözlem, bir de çocuk ağzından aktarılınca ve esprilerle süslenince tadına doyum olmuyor ve tam da bu sebeple hem çocuklar hem büyükler Peanuts karakterlerinin maceralarına kayıtsız kalamıyorlar.

Peanuts’da kim kimdir?

Charles (Charlie) Brown. Umutsuz vaka. Sakar, şanssız. Depresif. Umutsuz ve yılgın. En yakını köpeği Snoopy bile kendi halinde, onu pek takmıyor. Charlie karakteri, anne babasının meslekleri dahil olmak üzere Charles Schulz’la benzerlikler taşıyor. Zaten diğer tüm karakterler de, ilk eşi, kuzeni, yakın arkadaşları gibi kişilerden esinlenmiş; isimler bazen farklı bazen çok benzer.

Sally Brown. Charlie’nin kardeşi. Abisini çok sever ve iyi anlaşırlar. Kendince Linus’a delice aşıktır.

Lucy van Pelt. Ters bir tiptir, dikkafalıdır, çıkarcıdır. Hiç anlaşamadıkları halde Charlie’nin en yakın arkadaşıdır.  Yine de en matıklı konuşmalar Lucy’den gelir. Snoopy’nin köpek hisleri ile en anlaşamadığı karakterdir.

Linus van Pelt. Lucy’nin küçük kardeşi. Mavi battaniyesinden ayrılamaz. Charlie’nin dert ortağıdır. İkilinin dertleşmeleri, hayata dair çıkarımları efsanedir. :)

snoopy-filmiSchroeder. Onu hep kafası önünde piano çalarken görürsünüz. Beethoven hayranıdır ve müthiş piano çalar. Onu pianoyla tanıştıran Charlie olmuştur ve aralarında derin bir dostluk vardır.

Pepperment Patty. Naneşekeri Patty. Charlie’yi en iyi anlayan kız arkadaşıdır. Aslında kendisi baya bir hayrandır Charlie’ye ama onun bundan haberi yoktur.

Marcie. Marcie ve Patty çok yakın dostturlar. Marcie Charlie Brown’a olan hislerini gizlemezken, Patty gizler. Charlie de ona ara sıra pas verir ama esas büyük aşkı başkası olacaktır.

Franklin. Çok tatlı bir çocuktur, hepsi tarafından çok sevilir. Ekipteki tek siyahi karakterdir.

Pig-Pen. Bir toz bulutu içinde dolaşan ‘kirli’ çocuk Pig-Pen en çok Charlie tarafından sevilir

Freida. Az görünen kız karakterlerdendir. Genellikle kıvırcık saçları ile ilgili espriler döner. Sırf bu yüzden baseball şapkası takmayışı bile sorundur.

Peggy Jean. Charlie’nin ilgi duyacağı kız.

Snoopy. Charlie’nin beagle cinsi köpeği. En yakın arkadaşı Woodstock isimli kuştur. Zaman zaman görünen 6 kardeşi vardır, her biri farklı bir eyalette yaşarlar. İçlerinde en meşhuru Spike karakteridir.

Snoopy’de kim kimdir’i çok şeker açıklayan bir görsel paylaşarak bitiriyorum. Filmler ve kitaplarla ilgili yazacak daha o kadar çok şey var ki! Onlar da başka yazının konusu

snoopy-kim-kimdir

 

 

 

 

 

Zıplayan oyun hamuru

zıplayan-oyun-hamuru

İtiraf ediyorum, bizzat elime alıp oynayana kadar ismindeki ‘zıplayan’ sıfatını şirinlik olsun diye konmuş sanıyordum. Yok ama öyle değil, Faber-Castell‘in zıplayan oyun hamuru gerçekten yerinde durmuyor, zıplıyor!

Faber-Castell Zıplayan Oyun Hamuru

Oyun hamurunun çocukların motor gelişimlerine faydalı olduğunu bilmeyen ebeveyn yoktur sanırım. El becerileri gelişirken bir yandan hayal güçlerini kullanıyorlar. Kendi oğlumdan biliyorum; şekillendirirken konstantrasyon süresi artıyor, sessizce işine yoğunlaşıyor.

Bu oyun hamuruna gelince, -yabancı ambalajlarda exstra soft modelling clay diye geçen- Zıplayan oyun hamuru, diğer hamurlardan oldukça farklı. Ben bu hamuru çok sevdim, sebeplerine gelince;

  • Bir kere hafif. Yani kütlece diğer hamurlarla aynı olan miktar, daha hafif. Ve kolayca yoğuruluyor. Yoğuruldukça yumuşuyor. Ne kadar oynanırsa, o kadar yumuşuyor.
  • Dokusu çok farklı. Hamur gibi değil de sanki su dolu bir baloncuk gibi. Elinize yapışmıyor, boyamıyor, iz bırakmıyor.
  • Renkleri çok güzel karışıyor. 2 veya 3 rengi karıştırdığınızda çok çok iyi sonuç alıyorsunuz. Açıkçası bu hamurla çocuktan çok ben oynuyorum, sebebi bir sonraki maddede.
  • Renklerin çok net kaışıyor olması, size 4 renkli hamurla sayısız renk kombinasyonu yapabilmenize imkan tanıyor. Ve bu hamurun en güzel özelliği; kuruduktan sonra çatlamaması ve yaptığınız modelin kuruduktan sonra çatlaksız olarak kuruması bence müthiş bir özellik. faber-castell-oyun-hamuruBen sırf bu yüzden bu hamura bayıldım; biraz el becerim de olduğundan, oğlumun sevdiği karakterlerini bu hamurla modellendiriyorum ve fırınlamadan gerçek minik oyuncaklarımız oluyor. Minionların tüm karakterlerini yaptım diyebilirim. Sırada dinozor serisi projemiz var. Oğlumun yaptığı, bozmaya kıyamadığım hamurları ise hoop, anı çekmecemize saklıyorum.
  • En önemli maddeyi eklemeden yazımı bitiriyormuşum, evet tahmin ettiğiniz gibi hamur kuruduğunda zıplıyor. Top şekli, zar şekli vb verdiğinizde ise baya baya zıplıyor. Cidden çok eğlenceli.
  • 4’lü hamur paket fiyatı 20tl civarında. Faber Castell resmi sitesi ise bu linkte

 

 

Faber Castell Yaratıcılık Atölyesi

Bulut İstanbul Oyuncak Müzesinde
Bulut İstanbul Oyuncak Müzesinde

Şubat tatilinin ilk haftasında oğlumla çok keyifli bir davet aldık. Oğlum ve arkadaşları ile hem Oyuncak Müzesi’ni gezecek, hem de Faber-Castell ile pastel boyaların, suluboyaların ve keçeli kalemlerin rengarenk dünyasında ‘Yarattıcık Atölyesi’ne katılacaktık.

Devletşah‘ın daveti ile katıldığımız etkinlikte, minikler masa başında küçük bir ısınma turu yaptıktan sonra, ablalar eşliğinde müzeyi gezdiler. Biz anneler de bir yandan çaylarımızı kahvelerimizi yufumladık, bir yandan Faber-Castell’in ürünlerini dinledik, denedik.

Faber-Castell’in ışıltılı, rengârenk pastel boyalarıyla minik ressamlar birbirinden özel resimlere imza atıyor. Hem pastel hemde suluboya özelliliği taşıyan Aqua pastel boya rahat ve yumuşak kullanımı ile çocukların vazgeçilmezi oluyor.

Eğlenceyi ve yaratıcılığı bir arada sunan değiştirilebilir tablet suluboyanın birbirine geçebilen tabletleri sayesinde resim yapmak daha eğlenceli hale geliyor.

Eğlenceli Keçeli Kalemlerin birbirine bağlanan özel kapakları sayesindeyse yaratıcı maketler yapabilen çocuklar hem eğlence hem boyama keyfini bir arada yaşıyorlar.

Uzmanlar diyor ki, çocuğunuzla birlikte etkinlik planları yaparken; çocukların küçük yaşlardan itibaren sosyalleşmeye başladıklarını unutmayıp, grupların içinde yer alabilecekleri, takım halinde hareket etmenin önemini anlayabilecekleri aktivitelere öncelik tanımayı ihmal etmeyin. Ve ekliyorlar, “Özellikle resim yapmak hem çocukların hayal güçlerini geliştirir hem de dinlenmelerine yardımcı olur” 4 saat kadar süren bu dolu dolu etkinliğin, çocukların zihinsel gelişimine olduğu kadar, sosyalleşmelerine ve yaratıcı düşünceye teşvik edişine şahit oldum. Aktivite alanının yerlerinin Faber-Castell yapışkanlı resim kağıdı ile kaplandığı ve çocukların dinledikleri hikayeyi diledikleri gibi çizdikleri bir bölüm vardı, örneğin şimdi biz evde her hikaye sonrası bu uygulamaya devam ediyoruz. O kadar zevkli ki! Aşağıda ManyakAnne Şebnem’in cimcimesi Irmak, kendinden geçmişken :)

manyak-anne-sebnem

 

Faber-Castell Yaratıcılık Atölyesi

Sene boyunca İstanbul ve Ankara‘daki müzelerde gerçekleşen Faber-Castell “Yaratıcılık Atölyeleri” sömestr tatilinde de ara vermeden devam ediyor. Çocuklar Rahmi M. Koç Müzesi, İstanbul Oyuncak Müzesi, Pera Müzesi, S.Ü Sakıp Sabancı Müzesi ve Ankara Çengelhan Müzesi‘ndeki atölyelere katılarak Faber-Castell ürünleriyle çok farklı tasarımları hayata geçiriyorlar.