Etiket arşivi: anadolu yakası

Legoland’de neler var?

 legoland istanbul

Legoland’de neler var?

Legoland’ gitmeye değer mi?

Legoland DC hangi sırayla gezmeli? Kaçta gitmeli?

Bunlar ve benzeri soruları çevremden çok alıyorum, Legoland hakkında tüm teknik bilgilere bu linkteki yazımdan ulaşabilirsiniz, ama ben bu kez gidip gezen bir anne olarak tavsiye ve önerilerimi paylaşmak istedim. En başta Legoland Dc bence “Lego diyarı” ndan daha çok kaliteli bir çocuk oyun alanı. Beklentinizi büyütmeyin. Ve büyükler yanlarında eşlik eden bir çocuk olmadan giremiyorlar; bu şekilde girmek isteyenler sadece perşembe akşamları özel seansa girebilirler.

Legoland’e nasıl gidelim?

  • Özel araçla gidecekseniz haftasonu gidiş değil belki ama dönüş saati kaçınılmaz şekilde trafikli oluyor. Yine de tek seçeneğiniz haftasonu ise yapacak bir şey yok. Decathlon’un kapalı otoparkı, diğerlerine göre daha tenha oluyor.
  • Metrobüs ile ulaşacaksanız, metrobüs’ten Kocatepe durağında ineceksiniz. Durağın hemen dibinde değil avm, belirteyim. Ancak yine de hızlı bir seçenek.
  • Otobüs dur-kalk ile uzun sürüyor, yine de tercih ederseniz 32, 32A, 32T avm’nin hemen yakınından geçiyor.

Legoland’de yiyecek bir şeyler var mı?

Var evet. Ama çocuğunuza yedirmek ister misiniz, asıl sorulması gereken soru. Legoland 2 katlı ve üst katında bir büfe var. Sıcak içecekler (çay, kahve çeşitleri), soğuk meşrubat, soğuk sandviç (salamlı, kaşarlı, vb), sıcak sandviç (mikrodalga fırında ısıtılan köfteli, tavuklu sandviçler), küçük kekler ve muffinler.

Çocuk menüsü var ancak menü şekerli teneke kutu meyve suyu, cips ve istediğin sandviçten oluşuyor. Dediğim gibi sıcak tüketilecekleri mikrodalgada ısıtıyorlar. Fiyatlar da -bana göre- pahalı. Örneğin; 1 kek 9 tl.  Çocuklara hitap eden bir yerde şekerli kekler, cips ve katkılı meyve suyu seçeneği dışında alternatif yok. Dışardan yiyecek girmesi yasak. Ancak yanınızda götürürseniz, çocuk için olduğunu söyleyerek BELKİ yedirebilirsiniz, ortam kantin gibi, belki birer sıcak içecek alırsınız, hallolur. 

 

Tüm anlattıklarımı videoda izleyebilirsiniz.

Legoland’de Aktiviteler:

Lego factory

İçeri girdiğinizde sizi alacakları ilk salon. 4 büyük ekranda, önünüzdeki kumandalarla “Lego fabrikasındaymış gibi” üretim yapıyorsunuz, aslında tanıtım filmi izliyorsunuz elbette. Çok küçük çocukların ilgisini çekmeyebilir. Büyükler de yaptıklarını kazanacaklarını sanabilirler, bir beklenti içinde olmayın. Çocuk hoşlanmadıysa bitmesini beklemeniz gerekmiyor. Çıkışta küçük sembolik bir hediye veriliyor, yalnızca çocuklara.

Lego Rides 1 : Krallık Macerası

Kapıdan ilk girildiğinde karşılaşılan ilk etkinlik olduğundan herkes ilk burada sıraya giriyor. Eğer çok sıra varsa boşuna vakit kaybetmeyin, boş bir vakitte geri gelebilirsiniz. Burada 3-4 kişi birer araca binerek, ellerinizdeki silahlarla (evet silahlar) sanal görüntülere nişan alacaksınız. Karanlık bir tünelde araba giderken, belli köşelerdeki sinema perdelerindeki görüntülere ve tünelde belirli noktalar ateş ediliyor. Kısa sürüyor. Tünel, karanlık, hareketli görüntüler ve ateş etme. Bunları göz önünde bulundurun çocuğunuz küçükse.

Lego Miniland

Legoland ana salonuna geçmek için hazırlanan bir kurgu içersinde Lego’larla yapılmış mini şehirler arasında bir nevi dünya turu yapacaksınız. Dünyadan belirgin mimari eserler, ülkemizden de başarılı örnekler var. Yine- eğer koridor çok kalabalıksa, daha sonra gelebilirsiniz. Burada incelenecek çok şey var, sadece vakit ayırmak rahat gezebilmek gerekiyor. Bir eserin başı kalabalıksa ona daha sonra gelirsiniz.

Bu arada bir ayrıntı; Miniland’de gece/gündüz uygulaması var, gezdikten bir kaç saat sonra tekrar uğrarsanız şehirleri ışıkları yanarken ve gece atmosferinde gezebilirsiniz.

Lego Rides 2 : Merlin’in Çırağı

Kısa bir süre sıra bekledikten sonra lunaparklardaki dönen oyuncaklar benzeri araca biniyorsunuz. Zaman zaman alçalıp yükseliyor. Biraz hızlı dönüyor, beklerken izleyebilirsiniz.

Lego Racers : Lego yarışçıları

Built and Test / Yap ve test et : Lego araç yapım atölyesi gibi görünse de aslında olan, ortadaki havuzdaki parçaları kullanarak kendi aracınızı yaratmak, sonra kenardaki pistlerde onlarla oynamak / yarıştırmak. Süresi, beklemesi, vesairesi yok, serbest oyun.

Legoland ana salon

Alt katın tüm genel alanlarında Lego oynanabilecek köşeler var. Çocuklar istediği gibi takılıyor. Elinizde paltolar, çantalar fazlalık ise, bu meydanda bir duvarda duran emanet kasalarını kullanabilirsiniz. 1tl ile kilitleniyor kutular, anahtarı takınca paranızı geri alıyorsunuz.

Lego Model Yapım Atölyesi

Yarım saatte bir grubun içeri alındığı atölyede, her çocuk kendine verilen parçalardan, yönlendirmeler doğrultusunda bir model çıkartıyor. 15-20 dakika süren bir atölye. HAYIR, yaptıkları kendilerinin olmuyor.

Legoland 4D Sinema

Yarım saatte bir salonun girişinde belirtilen filmlerden biri oynuyor. Sıraya girip beklemeniz gerekli. Filmi önceden seçip girmenizi tavsiye ederim, çocuğunuzun ilgi alanına göre seçebilirsiniz çünkü birbirinden çok farklı 4 tema var filmlerde. 4d sinemada ışık, duman, su, rüzgar gibi efektler kullanılıyor; yani birazcık ıslanabilirsiniz (çok az) Küçükler ve daha önceden kötü tecrübesi olanlar için belirtiyorum, filmler gürültülü, salon karanlık.

Lego Friends : Olivia’s House

Üst katta, kafenin hemen yanı burası. Friends serisinin evi gibi dekore edilmiş, açık oyun alanı. Bir kaç mutfak aleti, buzdolabı gibi ev eşyaları var ve elbette bir de duplo legolar. *Yemek molası verildiğinde, ya da yorgunluk molası, burada vakit geçirilebilir.

Duplo Kasabası

Üst katta en köşede bulabileceğiniz Duplo köşesi, aslında oldukça küçük bir alan. Ancak yine de çok küçükler için yeterli sayılabilir. Burada duploların yanı sıra silikon büyük legolar da var, tüm çocukların ilgisini çekebilir.

Lego Yangın Akademisi

İsim sizi yanıltmasın. Burası büyükçe bir oyun parkuru. Yumuşak zeminli, tırmanmalı, kaydıraklı parkurlu bir oyun alanı. Yalnızca çocuklar girebiliyor. Kafenin hemen yanı olduğu için size biraz dinlenme fırsatı sunuyor.

 

 

Charlie Brown ve Snoopy Filmi

Charlie Brown ve tüm Fıstıklar / Peanuts karakterlerini ilk kez beyaz perdede göreceğim için çok heyecanlıydım! Kuzenimden bana bulaşan ve çocukluktan beri devam eden bu çizgi seriye olan sevgim, zamanla koleksiyonerlik boyutuna ulaştı. Uzun lafın kısası, öngösterim salonunda en heyecanlılardan biri olabilirdim. Endişelerim de yok değildi.

Charlie Brown ve Snoopy Filmi

Yukarda izleyeceğiniz fragmanı ve benzerlerini izlediğimde çok endişelendim. 1950’lerden gelen bir klasik, 2 boyutlu çizimlerine kısa kısa parodilerine alışık olduğumuz karakterler, uzun metrajda nasıl olacaktı? Hikaye konulu mu olacaktı, mini dizileri gibi geçişler mi olacaktı? 90 dakikalık film bir hikayeyi anlatacaksa, karakterleri tek tek tanımak gerekirdi ki, bunu da hikayenin içine yedirmek zor olmalıydı..

Hepsinden ötesi, tüylüleri hareket eden bir Snoopy ve Woodstock gözümüze nasıl görünecekti?

Film başladığı anda beni mutlu eden, seslendirmenin çocuklar tarafından yapılmış olmasıydı. Charlie Brown dışında tüm seslendirmeyi çok başarılı buldum; Charlie’nin daha bezgin konuşmasına alışmıştım yoksa teknik olarak o da başarılıydı.

Yönetmen Steve Martino, Buz Devri 4’ten tanıdığımız isim, bence çok başarılı bir film çıkarmış ortaya. Az önce bahsettiğim tüm kaygı duyduğum konular filmin içine çok güzel yedirilmişti ve ‘karakterlerin özelliklerini anlatabilmek’ gibi detaylar daha ilk 10 dakikada toparlandı. Yani hayatında hiç Peanuts karakterleriyle tanışmamış olan birini de, film içine alabiliyordu.

Hikaye, Charlie Brown’un meşhur aşkı ‘Kızıl saçlı kız’ın okula gelmesi ve Charlie’nin ona açılabilme çabası üzerine kurulu. Charlie, şanssızlıkları üzerinden atıp silkinsin ve Peggy Jean onu yepyeni bir Charlie olarak tanısın ister ve değişmek için de bir takım şeyler deneyecektir. Elbette karakteri gereği(!) her şey yine sarpa saracak, ama kızıl saçlı kız onu ‘gerçek’ haliyle beğenecektir. Hikaye 2 cümle ile bu, ama gelin görün ki 50 yılın 18bine yakın çizgi bantlarından en klasikleşen, en ikonlaşan anların hepsi filmde var. Az öce dediğim gibi, hiç bilmeyen biri filmden zevk alacaktır, ama bilen/seven biri ağzı kulaklarında çıkabilir.

Neler mi var? Charlie ve uçurtma yiyen ağacı, aralara serpiştirilmiş ‘klasik’ buzda kayan çocuklar sahnesi, ‘balkabağı’ ve ‘yılbaşı’ hikayelerine göndermeler, Snoopy ve kardeşlerine göndermeler, meşhuuur sınıf içi öğretmen dialoglarından sahneler, Snoopy’nin Kızıl Baron hikayesi, Snoopy’nin Joe Cool halleri, Snoopy’nin kız arkadaşı, Snoopy ve Linus’un battaniyesi durumları, Snoopy-Lisa ilişkisi, 50yıl önceki ilk çizgilerden tanıdığımız Shemmy, Woodstock ve ekibi, ve süpriz.. Pig-Pen’in temiz göründüğü an! Arzu ederseniz Snoopy’de kim kimdir yazıma da göz atabilirsiniz.

Bu arada, çocukların kıyafetlerinin dokuları (yünler, penyeler, jeanler..), saçları, hayvanların tüyleri, ayakkabılarının hafif kirli oluşlarına kadar o kadar detaylı iş çıkartılmış ki.. Bu dokuları ve saç-tüy meselesini bu kadar 10 numara 5 yıldız  bir tek  “Up / Yukarı Bak” ta görmüştüm. 

Yazarlardan Bryan Schulz, filmi Snoopy’nin değil, Charlie Brown üzerine kurguladıklarını özellikle belirtmişti.  Bir öngörüde bulanayım mı? Bence, 2. ve hatta 3. film de gelecek. 2.film ‘yaz tatili’ temalı olacak ve bolca kampçılık, izcilik, baseball temaları içerecek. 3.film ise Snoopy’ye hakkını verecek ve tamamen Snoopy ve kardeşleri üzerine kurulu olabilir. Sıralama yer değiştirebilir ama ben devamının geleceğini düşünüyorum. 

Ancak ben yine de ülkemizde çizgi filmlerin yalnızca dublaj seçeneği ile gösterilmesine karşıyım. Yakın zamana kadar en az 1 seans (genellikle son seans) orjinal dilde alt yazılı olarak verilirdi. Dileğim çizgi filmleri yalnızca çocukların izlemediğinin hatırlanması ve bu uygulamanın geri gelmesi…

Son olarak bir uzman değil, sadece anne olarak görüşüm; 4 yaş üstü herkese uygun, tek kare şiddet içermeyen, 8 yaşında bir çocuğun okul maceralarını anlatan sevimli bir aile filmi “Charlie Brown ve Snoopy”

snoopy-filmi

 

 

Ücretsiz Çocuk ve Ergen Psikolojik Desteği

koruyucu ruh sağlığı merkeziÇok fazla kişinin bilmediği, Kadıköy Belediyesi‘nin son 5 yıldır hizmete sunduğu Kadıköy Koruyucu Ruh Sağlığı Merkezinden bahsetmek istiyorum.

6 yaşına yaklaşan oğlumla 30 aylık döneminden beri devam ettiğimiz merkezde aldığımız hizmetten, psikolog ve psikyatr yaklaşımlarından, çocuğa verilen değer ve gösterilen emekten inanılmaz derecede memnunuz ve minnettarız. Üstelik bu hizmeti karşılıksız yani ücretsiz alıyoruz. Peki ‘Koruyucu ruh sağlığı’ nedir ve neler yapılıyor derseniz…

Kadıköy Koruyucu Çocuk Ruh Sağlığı Merkezi

2011’de hizmet vermeye başlayan merkez, 1 yıl öncesine kadar Yeldeğirmeni’nde Rasim Paşa binasında hizmet veriyordu. Daha modern ve yepyeni yapılan bir binaya taşınarak Göztepe Özgürlük Parkı’na yakın bir yere taşındılar. Belirttiğim gibi bu kez yepyeni olan binanın tasarımı da, yerleşimi de küçüklere hitap edecek şekilde. Kapıdan girer girmez minicik sandalyeler, boya kalemleri, kitaplar karşılıyor sizi bekleme alanında. Zaten yeşillikler içinde, nefis bir parkın hemen içinde yer alıyor, dolayısıyla ne girişte ne çıkışta çocuğu irite edebilecek hiç bir unsur bulunmuyor.

Merkezde, Kadıköy’de ikamet edenlere ücretsiz olarak çocuk ve ergen psikiyatrisi ve psikologlardan oluşan uzman ekip eğitim veriyor. 0-6 yaş ağırlıklı hizmet veren ekip, 14 yaşa kadar size ve çocuğunuza yardımcı oluyor.

2 yaş krizi, 5 yaş problemleri, boşanma, taşınma, ayrılık durumları, gelişim gerilikleri, hiper aktivite,  okula başlama, okula adaptasyon, ödev ve sorumluluk güçlükleri, aile içi şiddet, travmalar, uzun süreli hastalıklar sonucu travmalar, bir yakının kaybı, vb benzeri her türlü sorun için başvurabileceğiniz bir merkez burası.

Psikolog görüşmeleri nasıl işliyor?

İlk önce aile ile görüşülüyor. Mümkün ise ebeyevnlerin birlikte katılması kesinlikle daha faydalı oluyor. Ancak bu kayıp, boşanma vb durumlardan bu mümkün değilse, yalnızca anne veya baba da katılabilir. Anne ve baba ile standart bir görüşme yapıldıktan sonra 2. görüşmede çocuk ile psikolog yalnız kalıyorlar. Çocuk ebeveynden ayrılmak istemezse, o durum da profesyonel bir şekilde zamanla hallediliyor. Bundan sonra her bir görüşmede ya anne-baba-çocuk oyun oynuyorlar ve psikolog izliyor, ya da psikolog ve çocuk ebeveynler yokken oyun oynuyorlar. Bu süre zarfında psikoloğun gözlemleri bir sonraki görüşmede size aktarılıyor. Bu da genellikle 1 hafta sonra oluyor. Yani özetle; bir gün çocuk ve oyun, bir diğer seans bilgilendirme şeklinde ilerliyor prosedür.

İhtiyaç duyulursa, 3 ayda bir, veya ayda 1 , merkezdeki psikyatr da görüşme talep edebiliyor, psikoloğunuzun yönlendirmesi ile.

Tüm bu görüşemelerde amaç -bir sorun olması gözetilemeksizin!- çocuğun duygusal ve zihinsel gelişiminin sağlıklı ilerleyip ilerlemediğinin gözlemlenmesi ve ebeveynlerin yönlendirilmesi şeklinde. Anne ve babaya danışmanlık yapılırken, çocuğun da -eğer varsa- ruhsal tedavisi bir yandan yürütülüyor.

Zaman zaman “Anne-Baba Eğitim Seminerleri” düzenleniyor, çok verimli geçen bu seminerler de elbette ücretsiz. 2 saatlik seminerlere duyurular takip edilerek katılınabilir, konular belli bir sıralama izlemiyor, talebe göre belirleniyor.

Kadıköy Koruyucu Ruh Sağlığı Merkezi, sadece çocuk ve ergenlere yönelik hizmet veren ilk ve tek merkezdir. Bu hizmetten faydalanmanın şartı yok ancak randevulara sadık kalmanız bekleniyor elbette. Randevunuza gidemeyecekseniz, 2-3 gün önceden iptal etmediğiniz taktirde, uzmanların değerli saatini boşa harcamış olacağınızdan, hizmetten men edilebilirsiniz.

Kadıköy koruyucu ruh sağlığı merkezi iletişim

Kortanpaşa sokak. Selamiçeşme – Kadıköy, İstanbul, Türkiye

TELEFON: 0216 3608830

 

 

 

 

Yakın yerler; Gebze Life Port Hotel

Kardı, ateşti, hastalıktı derken zor geçen bir kaç haftanın ardından çok kısa da olsa bir tatile ihtiyacımız vardı. İlk aklıma gelen Şile-Ağva taraflarına baktım, bu dönem için aşırı pahalı geldiler. Adalara baktım, hava yağmurlu olacaktı ve henüz vakti gelmediğini düşündüm. Tesadüfen internette gezerken bulduğum Kocaeli il sınırındaki bu otel hakkında yazılan yorumlar ise beni tatmin etti ve düşünmeden rezervasyon yaptırdım.

Gebze Life Port Hotel

LifePort Hotel, adı Gebze olarak geçse de, TEM’den Sabiha Gökçen Havaalanı tabelaları ile devam ettiğinizde Kadıköy merkezden 35-45 dakika kadar sürüyor. ViaPort AVM’yi 8-10km geçtikten sonra varıyorsunuz. Bazen Bostancı’dan Moda’ya bu sürede varamadığım oluyor, o yüzden bana çok yakın geldi.

Oteli ilk gördüğünüzde dağın başında, tek başına bir yerleşke gibi görünüyor, yadırgıyorsunuz dışarıdan. Ancak girer girmez yeşillik, ağaçlar, bungalov evler, kısacası otelin havası sizi şehirden anında koparıyor.

Odaların, restaurant ve fasilitelerin yer aldığı ana bina dışında bir de bungalovlar var. İster odada konaklıyorsunuz, ister size özel evlerde. Biz bungalovda kaldık. 1+1 şeklinde çok şirin, tertemiz ve eşyaları bakımlı, yeni, içimize sinen bir evde kaldık. Üşüyeceğimizi düşünmüştüm ama yatak odasında duvardaki ısıtma paneli odayı sıcacık yaptı. Salonda da klimayı açtık. Gündüz ise cam-kapı hep sonuna kadar açıktı ve ağaç ve yağmur kokusunu içimize çektik.

Otelin arazisi içinde serbestçe dolaşan bir çok hayvan var. Hepsinin tertemiz bakımlı kulübeleri, kafesleri var ancak hepsinin kapısı açık ve hayvanlar özgürce dolaşıp yuvalarına dönüyorlar. Ördekler, kazlar, tavuskuşları, tavşanlar, kedi evi ve bir sürü kedi, köpekler, süt kuzuları ve koyunlar var.

Otelin bahçesi ve açık havuzu çok güzeldi ancak biz mart ayında gittiğimizden kapalı havuzdan faydalandık. Temiz ve yeterli buldum. Ayrıca spor salonu da vardı.

5 yaşında oğlumuzla çok güzel vakit geçirdik, çocukla kısa tatil için çok uygun bir otel, gönül rahatlığı ile tavsiye edebilirim. Fikir vermesi için çektiğim bolca fotoğrafa geçmeden önce öneri ve eleştirilerim şunlar;

– Kapalı mekan oyun alanı/odası yok. Böylesi doğa içi bir ortamda aranır mı bilmem ama soran olursa diye söyleyeyim.

– Yemek imkanı kısıtlı. Kahvaltı çok zengin, yemekler güzel. Ancak fiyatlar pahalı sayılır. Çevrede en ufak bir alternatif olmadığı için bir nevi mecbursunuz ancak bir küçük su 4tl. Bence aşırı pahalı. Fikir olması açısından; çorba 10tl.

– Kapalı havuz suyu ideal sıcaklıkta ancak havuz çevresi çok soğuk. Çocuğunuza havuz sözü vermeden önce ortam sıcaklığını bir kontrol edin derim.

– Büyük satranç seti keyifli, ayrıca bahçe, oyun parkı, hayvan barınakları, minik süs havuzları, hepsi tertemiz ve çok bakımlı. Çocuk için bisiklet, scooter götürebilirsiniz.

– Baharda veya yazın börtü böceğe karşı çocuk için önlem almak gerekebilir. Örneğin ben alerjik bünyeli bir kişiyim ve bungalov evdeki o mis gibi çam/tahta kokusu bende öksürük yaptı.

– Bu otel için 1 gün az, 3 gün çok, bana sorarsanız 2 gece ideal. İstanbul’da iseniz ve imkanınız varsa Ctesi-Pazar kalıp Pazartesi direk işe gidilebilinir.

– Ulaşım için buradan faydalanabilirsiniz, ama bana sorarsanız en kolay tarifle önce Sabiha Gökçen Havaalanı ve sonra İstanbul Park yönlendirmelerini takip edin, Şekerpınar’a vardığınızda oteli ve tabelasını göreceksiniz.

– Otelin web sitesi www.lifeport.com.tr ‘dir.

IMG_8349

IMG_8354

IMG_8414
Bulut beni mat etmenin haklı gururunu yaşarken :)

IMG_8426

IMG_8427

IMG_8460

IMG_8464

IMG_8478
Kedi evi! Bayıldım!

IMG_8566

IMG_8572

IMG_8580
Life Port Hotel bungalov seçeneği