Etiket arşivi: gezi

Miniaturk

miniaturk

Sonbahar ve ilkbaharda gezmeye çok uygun bir park, bir açık hava müzesi Miniatürk. Yazın güneş rahatsız edebiliyor, kışın ise gezmek zor. Bu günlerde içeri kapanmak istemiyorsanız ve hala gitmediyseniz en az  1 kere görülmesi gereken bir yer.

Önce teknik bilgilerler başlayalım.

Miniatürk nedir ve Miniatürk’te neler sergilenmekte?

Türkiye ve Osmanlı coğrafyasından seçilmiş eserlerin 1/25 ölçekli maketlerinin yer aldığı Miniatürk’te, 59 eser İstanbul’dan, 57 eser Anadolu’dan 12 eser ise bugün Türkiye sınırları dışında kalan Osmanlı coğrafyasından olmak üzere 128 maket eser sergileniyor. IMG_8722

Maket yapımında sanayide kullanılan poliüretan bazlı, açık hava şartlarına uygun malzeme kullanılmış. Maketler yerlerine yerleştirilmeden önce, Miniatürk Test Alanında bekletilerek açık hava şartlarına uygunluğu bir kez daha test edilmiş.

Ayasofya’dan Selimiye’ye, Rumeli Hisarı’ndan Galata Kulesi’ne, Safranbolu Evleri’nden Sümeli Manastırı’na, Kubbet-üs Sahra’dan Nemrut Dağı Kalıntıları’na dek pek çok kültür ve medeniyetin izlerinin bir araya geldiği parkta, bugün artık yerlerinde olmayan Artemis Tapınağı, Halikarnas Mozolesi, Ecyad Kalesi gibi eserler de yeniden canlandırılmış.

Miniatürk’te, bir açık hava müzesi atmosferinde sergilenen maketlerin yanı sıra, ziyaret süresinde vakit geçirebileceğiniz farklı mekanlar da var; 400 kişilik oturma kapasitesiyle amfi-tiyatro, Miniatürk’ü hatırlatacak hediyelik eşyaların satışa sunulduğu hediyelik dükkanı, Türkiye-İstanbul Helikopter Simülasyon turu, şirin bir çocuk oyun parkı, Feribot, Miniland çocuk oyun alanı, gezi treni, masal ağacı, büyük satranç ve labirent gibi.

Vaktiniz varsa mutlaka Panorama Zafer Müzesine de uğrayın. Parkın sonundaki binanın alt katında yer alan sergide, Çanakkale ve Kurtuluş Savaşından sahneler diorama olarak sergileniyor.

Miniatürk tavsiyelerIMG_8728

Burayı tam anlamıyla gezmek için 1,5-2 saat ayırmalısınız. Hava güzel ise süreyi uzatabilirsiniz, çünkü oyun alanı da çok keyifli ve çocukların çok ilgisini çekiyor. Helikopter simülasyonu ücretli, labirent girişi de sembolik bir ücretli. Yemek/içmek için park içersinde Beltur var. Fiyatları uygun ve çeşitlilik gayet yeterli. Tüm park engelli dostu, bebek arabası veya tekerlekli sandalye için uygun. Tuvaletler yeterli ve temiz sayılabilir.

Genel olarak girişi ücreti oldukça uygun olan, çocuklara tarih ve sanat anlatmak için imkan yaratan bu parkta vakit geçirmek gerçekten keyifli.

Miniatürk iletişim ve ziyaret saatleri

09:00 – 18:00 arası ziyarete açıktır.

Sütlüce Mahallesi. İmrahor Caddesi. Sütlüce

Telefon : 0212 2222882

 

Miniatürk giriş ücretleri

Tam bilet 5tl, öğrenci / öğretmen 3tl, öğrenci gruplarında 10 öğrenci ile birlikte öğretmen ücretsiz, yabancılar için giriş 10tl.

Miniatürk ulaşım

Özel araba ile gitmek isterseniz oldukça geniş otopark mevcut.

İETT ile : 47, 47Ç, 47E, 47N, 54 HŞ, 36T, 41ST, TB1 VEYA minibüs ile Seyrantepe / Topkapı minibüsleri ile ulaşabilirsiniz.

Metrobüs ile HALICIOĞLU durağında inmeli ve taksi veya otobüs ile devam etmelisiniz.

Miniaturk web sitesi için tıkla.

 

 

İstanbul Akvaryum Florya

istanbul akvaryum-ipek suer

Davetli olarak ailemle birlikte gittiğim Florya’daki İstanbul Akvaryum, bugüne kadar gezdiğim tüm tematik parklar arasında, gezi güzergahı ve yerleşim olarak farklılığıyla hemen dikkatimi çekti.

Çocukla Haftasonu, İstanbul Akvaryum

Denize ve suya aşık, dalan, suda çekim yapan bir anne olarak öncelikle tema parkları hakkında burada yazdığım görüşümü tekrarlamak isterim. Öte yandan bu gezimizde fark ettik ki 5 yaşındaki oğlumuzun, planktondan balon balığına sayabilmesini, memelilerden omurgasızlara canlı türlerini ayırt edebiliyor oluşunu, bu gezilerimizle bağdaştırmamak da elde değil.yagmur-ormanı

İstanbul Akvaryum’a girer girmez iyot kokusunu alıyorsunuz. Çünkü gezi güzergahı coğrafi konumlara göre ayarlanmış ve Marmara’dan tuzlu sudan başlıyor, İstanbul Boğazındaki canlıları izliyorsunuz. Marmara, Çanakkale, Ege gibi decam eden salonları gezdikçe toplamda 16 ayrı iklimin deniz canlıları ile buluşuyorsunuz. En sonda bir de “Yağmur Ormanı” bölümü var ki.. keşke çok daha geniş olsaymış diyor insan.

Kapıda ücretsiz vestiyer oluşu, içerde 3-4 adet cafe/restaurant olması, bilgilendirme kulaklıklarının ücretsiz veriliyor oluşu benim hoşuma giden özellikleri. Parkurun ortalarında bir batık gemi oyun alanı var, tam da çocuğun ilgisi dağılabilecekken o noktaya varıyor, sonra devam ediyorsunuz. O kısmı da çok beğendiğimizi söyleyeyim, hatta yağmur ormanlarından sonra bir kez daha ‘batık gemi’de oynayıp öyle tamamladık turumuzu.

Sizler de İstanbul Akvaryum Florya’ya  gitmek isterseniz, aşağıda gördüğünüz kuponun çıktısını -kişi sayısı kadar- elinizde bulundurarak %20 indirimle gezebilirsiniz. Unutmayın son geçerlilik tarihi 23Ocak ve elinizde mutlaka bu bilet çıktısının olması gerekiyor. Gezme fırsatınız olursa yorumlarınızı benimle de paylaşın :)

istanbul-akvaryum

İstanbul Akvaryum saatleri

Hafta içi 10:00 – 19:00

Hafta sonu 10:00 – 20:00

İstanbul Akvaryum ulaşım

Aracınızla gidecekseniz, ücretsiz otopark mevcut. 

istanbul-akvaryum-ulasim

 

Çocukla Yüksek Hızlı Tren Yolculuğu

yüksek hızlı trenTrenleri çok seven bir oğlum var. Evimiz Kadıköy’de Haydarpaşa’ya çok yakın olmasına rağmen, çocuk doğduğundan beri memlekette istasyonların, rayların, trenlerin başına gelmeyen kalmadı ve çocuğumuz bir trene binemedi.(4,5yaş) Yüksek Hızlı Tren İstanbul-Ankara hattı açıldığından beri vakit kolluyordum, en sonunda geçen gün tren ile bir mini tur yaptık. Benzer bir turu yapmak isteyen olabilir diye ayrıntılara geçeyim.

Çocukla Yüksek Hızlı Tren Yolculuğu

YHT hakkında neredeyse hiçbir şey bilmediğimden web sayfasından faydalandım.  tcdd.gov.tr adresinde saatler, tarifeler, ücretler mevcut. Ben tüm alışverişlerimi netten yapan biriyim yıllardır, bu sitede zorlandığım kadar bir sitede zorlandığımı hatırlamıyorum. Biraz çaba gerektiriyor, hele ki bileti online alacaksanız nüfus kağıtlarınızı falan yakınınızda bulundurun.

Benim aklımdaki şöyle idi; İstanbul’dan binelim, en yakın istasyona kadar gidelim, orda inip biraz turlayalım ve dönelim istedim. İstanbul’da ilk durak Pendik, Pendik’ten sonra ilk durak 15 dakika sonra Gebze olduğundan onu es geçip 45 dakika sonraki durak İzmit’e gidiş dönüş bilet aldım.

YHT biletlerimizi şöyle aldım:

13:30 Pendik -> 14:45 İzmit

17:45 İzmit -> 18:30 Pendik

Arada rahat rahat 2,5 saatlik boşluk vardı. İzmitli yakın bir arkadaşımdan ‘Hemen istasyonun yanındaki Tren Müzesinde ve Seka Parkta vakit geçirmeli, İzmit simiti yemelisiniz’ tüyosunu aldık. Ancak evdeki hesap çarşıya uymadı. Çünkü trenden indiğimiz saniye bardaktan boşanırcasına yağmur başladı ve istasyonda mahsur kaldık 20dakika, bu biiir… İkincisi tren müzesi binası vardı ama içi boştu, kapatılmıştı, hüsran olduk. Seka Park denen yer çok yakındı fakat; istasyonun çevresi hala inşaat halindeydi ve yağmurla birlikte resmen gölcükler ve balçık çamur oldu etraf, geçip de yürüyemedik, bu da üç! Onun yerine planımızda olmayan yöne doğru yürüdük, ilk gördüğümüz cafeye oturduk, şansımıza da o anda güneş açtı. İtiraf ediyorum, diğer alternatifleri bilmeseydim, dönüp yürüdüğümüz bu yerden de gayet memnun olabilirdim. Yeşillikler arasında bambu sandalyeli cafeler. Etrafta bir çocuk parkı yoktu ama çocuğun oyalanabileceği çok şey vardı, hiç sıkılmadık, güneşin keyfini çıkardık, sonra istasyona geri döndük.

İzmit sahilinde mola. Yüksek Hızlı Tren istasyonu 5 dakika mesafede.

Bu planın ve tüm gezinin artılarına eksilerine gelirsek;

– 45 dakikalık yolculuk bizim için doğru seçimmiş. Daha kısası az, daha uzunu oğlum için sıkıcı olabilirdi.(4,5yaş)

-Tren çok rahat ve konforlu, içiniz rahat olsun. Tuvaletler her vagonda var ve temiz. İçerde ‘kantin ürünleri’ diyebileceğim poşetli gıdalar, çay, kahve, meyve suyu bulabiliyorsunuz. Ama kalk-al-gel zor, bence yanınızda getirin. Ben su, meyve suyu, meyve ve çubuk kraker aldım yanıma.

-Ben masalı koltuk seçimi için çok uğraştım, hatta gün değişikliği bile yaptım ama anladım ki şart değilmiş. Masada çocuğu oyalamak, boyama/okuma/yeme-içme kolay olur diye düşünmüştüm; ama 45 dakika göz açıp kapayıncaya kadar geçiyor ve dışarıyı seyretmek ve anlatmak çok daha ilgi çekici!

-İnince ya daha az, ya daha uzun kalın. 2,5 saat çok arada bir süre, uzaklaşamıyorsunuz. Derince Harikalar Sahili var, 10km mesafe. Mesela hava güzelse oraya gidilebilir minibüsle. Örneğin benim seçtiğim saatlerde 15 dak sonrasında dönüş treni vardı. O da seçilebilirmiş istenirse.

-Yakınlardaki çay bahçeleri genellikle nargileli, ancak açık hava. Güzel havada gidecekseniz sorun olmaz ama kafelerden çok medet ummayın, menüler tost, hamburger, patates kızartması. Balık ekmek satan tekneler var yalnız ve güzel görünüyordu. Ve sahil boyunca yemyeşil bir park düşünün, yani yanınızda birşeyler de getirip takılabilirsiniz. Yakınlarda tek bir salıncak dahi görmediğimi tekrar edeyim.

-İzmit Arkeoloji Müzesi hemen ineceğiniz noktada yer alıyor. Çok başarılı bir müze, çocuğunuzla gezebilecek gibiyseniz, tavsiye ederim.

-Tren Müzesi kapı-duvar ancak bahçesinde bir lokomotif ve vagon var.

-Pendik’e kafanızda planladığınızdan 15-20 dakika erken gidin. Arabayla gidecekseniz arabayı otoparka bırakacak ve yürüyeceksiniz. Ayrıca tren girişi -herkes eninde sonunda binecek olmasına rağmen- biraz keşmekeş ve izdaham oluyor, kuyruk uzun, üst araması var.

-Yetişkin bileti 12tl, 4yaş bileti 7tl. idi. Gidiş-dönüş ücreti İstanbul’da ailece yiyeceğimiz bir esnaf lokantası yemeği kadar tuttu.

-Genel olarak biz çok güzel bir gün geçirdik. Oğlum müthiş keyif aldı. Bizim için -yağmura rağmen- plan tıkır tıkır işledi, hatta yağmur sayesinde gökyüzü muhteşem renklere büründü ve nefis fotoğraflar çekebildik.

Giderseniz zaman haber verin, belki peşinize takılırız.

İzmit tren istasyonunun hemen yakınnda sergilenen eski buharlı lokomotif.